Hadi gelin size bir başka Reyhan'ı göstereyim. Şiirsiz, çiçeksiz, doğal güzelliklerin uzağında; üstelik sevimsiz konuları düşünen Reyhan'ı.
Epeydir endişeliyim. Yaşadıklarımız, tanık olduklarımız, dinlediklerimiz nedeniyle mi yoksa hızla ilerlemekte olan yaşımız gereği mi bilmem çok yaşamaktan korkar oldum. Oysa daha yakın zamana kadar ölmekten korkardım.
Elbette aklım başımda, gücüm yettiği ve yaşamdan zevk aldığım sürece uzun yıllar yaşamak isterim ama ya beni endişelendiren yaşam şekli. Yaşım ilerlemiş, sağlıklı ve dinç günlere dönme ümidim tükemiş, çocuklarımı tanıyamaz hale gelmişken; yürüyemez ve fiziksel ihtiyaçlarımı karşılayamazken; yiyemiyor ama bir hortum aracılığıyla zorla besleniyorken; boğazıma açılan delik sayesinde zoraki nefes alırken, günde bilmem kaç kez altım temizlenirken ve yüzümde yaşama dair bir ışık hiçbir güzellik kalmamışken yaşamak ister miyim?
2021 verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 9,6'sı, Türkiye nüfusunun ise yüzde 9,7'si yaşlıymış.
Yaşaması gereken güzelim çocuklar, gençler varken ben bir hasta yatağında, akşama kadar tavana bakarak ya da ilaç zoruyla uyuyarak, koliler dolusu mama, bez, çantalar dolusu ilaç tüketmek istemem. Çocuklarımın hayatına ipotek koymak, onları yaşamdan almak istemem. Sevginin yerine bezginliği, yorgunluğu koymak, nice güzel anıyı silip süpürmek istemem.
Tıp, zorla yaşatarak bize iyilik güzellik mi yapıyor?
Geleneksel ve geniş aile içinde, hasta ve yaşlılar el birliği güç birliği ile bakılıyordu. Hiç kimsenin düzeni bozulmadan, yaşlılar evine hasret kalarak acı çekmeden, köyünden komşularından uzak kalmadan, doğal süreci yaşayarak ve sevdiklerinin merhametli ellerinde dalıyordu ebedi uykuya.
Sanayileşmeyle başlayan çekirdek aile pek çok rahatlık güzellik yaşadı ama diğer yandan sabahın köründe yatağından koparılıp kreşlere bırakılan çocuklar, bakımevlerinde sevdiklerini ya da ölümü bekleyen yaşlılar, görmek istemediğimiz acı gerçekler oldu.
Şimdiden sonra geri dönüş olmaz elbet. Geniş ailelerin de dinmez acıları oldu. Üzerinde söz sahibi olamadıkları çocuklar, dırıltısı bitmeyen eltiler, görümceler, kaynanalar; paylaşılamayan mülkler!
Nankörlük etmeden günümüz nimetlerini alıp başımın üzerine koyuyorum. Şimdilerde kendimle ilgili tek endişem zorla yaşatılmak.
FACEBOOK YORUMLAR