Saldırıyorlar hem de dört koldan. Tehdit büyük. Türk Milleti, Türk Devleti ve vatan toprakları cumhuriyet kurulduğundan beri böylesini görmedi.
Ormanlarımıza saldırıyorlar. Kaz Dağlarını traşladılar, maden arayacağız ayaklarıyla. Ne yaptıklarını da bilemiyoruz. Yaktılar Karadeniz’de ormanları, hem de bir kış gününde. Araplara otel, tatil köyü bilmem ne yapmak için. Marmaris’te, Bodrum’da, Fethiye’de, İzmir’de, nerede güzellik varsa oraları yaktılar, sattılar, otel yaptılar, villa yaptılar, talan ettiler. Koruyamadık ormanlarımızı.
Hayvanlara saldırıyorlar. Sokak hayvanlarının idamına karar verdiler. Hem de kanun çıkararak. Koruyamadık hayvanları. Tam bununla dertlenirken Diyarbakır’da bir vahşet. Narin’e kıydılar. Aile içinde ve de planlayarak. Gözümüzün yaşı kurumadan daha Tekirdağ’da henüz iki yaşında bir bebek cinsel istismar sonucu hayatını kaybetti haberi içimizi bir daha yaktı. Yarınlarımız çocuklarımızı koruyamadık. Bu masum çocukları yaşatamayacaksak yaşamasın hiç kimse, kopsun kıyamet.
Köylerimizi koruyamadık. Bir yasa çıkardılar, büyükşehir yasasıymış. Bir de milletin bir kısmına alkışlatarak. Köylerimizin ne kadar zenginliği varsa aldılar elinden. Ne mera kaldı, ne dere. Koruyamadık köylerimizi.
Hayvancılığı koruyamadık. Gıdayı koruyamadık. Ne et yiyebiliyor ne de süt içebiliyoruz artık. Hayvansal gıdalar da, bitkisel gıdalar da fiyatları el yakıyor. Gıdaya ulaşmak lüks oldu, zorlaştı. Koruyamadık soframızı.
Çalışanı, emekliyi koruyamadık. Maaşlardan yüksek ev kiraları. Halk perişan, sefil. Koruyamadık insanımızı. Ne çalışanı, ne emekliyi.
Kamu teşebbüslerini, temel gıda sağlayan kooperatifleri, stratejik kurumları merkez bankasını ve hatta zor zamanlar için ayrılmış kefen parası dediğimiz ihtiyat akçemizi bile aldılar elimizden, koruyamadık.
Ormanlar, yaylalar, dereler, çayırlar, hazine arazileri satıldı. Sömürgecilerin şirketleri ve yerli işbirlikçilerin eline geçti. Koruyamadık.
Şimdi de Anayasamıza saldırıyorlar, kendini bilmez, siyasetçi postuna bürünmüş cumhuriyet, devler, millet düşmanları. Anayasamızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk dört maddesine saldırıyorlar.
Bu hezimetin farkında değil halkın büyük bir bölümü. Bir de alkış tutan bir kitle var. Yazık ki ne yazık.
Büyük bir çöküş var. Ekonomi batmış ama bir kısım satılmış medya topluluğu şahlanıyoruz diye manşetler atıyor. Memleketin varlıkları üç beş kişinin eline geçmiş, dert eden kaç kişi.
Suriyeli sığınmacılar verilen maaş, 30-40 yıl çalışıp emek vermiş emekliye verilmiyor. Aşağılanıyoruz. Dert eden kaş kişi.
Herkes bilsin ki zora düştüğümüzde, Hasan Tahsinler, Topal Osmanlar, İpsiz Recepler, Kara Fatmalar, Sütçü İmamlar, Efeler, Koca Seyitler, Halit Mollalar, Nene Hatunlar, Kara Yılanlar, Şahin Beyler ve daha nice kahramanlar çıkarmış bir asil milletiz biz. Onların genlerini taşıyan torunlarıyız. Biz vatanız.
“ Anadoluyuz biz, tanıyor musunuz?”
Çok doluyuz çok gerginiz, elektrik yüklü yüksek gerilim hattı gibiyiz.
Dokunmayın! Çarpılırsınız!
FACEBOOK YORUMLAR